Thursday, May 2, 2024

Öğretmenlik üzerine

Öğretmenlik, her gün farklı bir hikaye yazma fırsatı sunan karmaşık bir sanattır desek uydurmuş olmayız çünkü bir insana bir şeyler öğretmeye çalışmak ve bir nesil yetiştirmek sanattan az bir mecra değildir benim gözümde. Hani bunu yaparken demiyorum ki sadece bilgi ile donatıp kendinizi ve tabiri deyişle bu bilgiyi sınıfta patlamanın bir anlamı kalmaz. Bu yüzden denge önemli bir öğretmen için önemli bir kavramdır. Siz istediğiniz gibi ‘malumatfuruş’ olabilirsiniz ama sınıfta var olmak, öğrencilerle kurulan bağların ötesine geçip onların dünyasına dokunma çabasıdır. Bu çabadır öğretmeni günümüz google’ından ayıran. Mesela, bir öğrencinin sabahları sessizce sınıfa gelip kitaplarını açmasını gözlemlemek, sınıf içinde bir güven ortamı oluşturmak ve onları güne hazırlamaktır. Bu süreç ile, sadece ders içeriğini anlatmakla kalmayıp, aynı zamanda öğrencilerin kişisel gelişimine katkıda bulunma amacını yerine getirmiş oluruz. Sınıfta var olmak ve o dengeyi sağlamak, öğrencilere her birinin önemli olduğunu hissettirmeyi gerektirir. Bir öğrencinin bir konuyu anlamakta zorlandığını gördüğümde, sadece dersin içeriğini değil, aynı zamanda duygusal olarak da destek sağlamaya çalışırım. Örneğin, kendi alanım olan İngilizce ile mücadele eden bir öğrenciye, kendi zorluklarımı paylaşarak ve onla birlikte çözüm yolları bulmaya çalışarak güven oluşturabilirim. Öyle bir öğrenciye sadece anlamadı diye ekstra ödev verip veyahut cezalandırmanın amacı sınıfta sadece öğretmen sıfatı ile olmaktır. Sınıfta var olmaktır önemli olan ve en güzel yanlarından biri, Clement Mathieu (The Chorus) gibi öğrencilerin gelişimlerine tanıklık edebilmek ve bu yolculukta onlara eşlik etmektir. Tabi ki yine de Rachin gibi insanlar sizi bu amacınızı gerçekleştirirken sekteye uğratabilir. Her öğrencinin farklı bir öğrenme tarzına ve hikayeye sahip olduğunu kabul etmektir, sınıfta varolmanın temeli. Bu bağlamda, izlediğim bir film olan ‘The Chorus’ tam olarak böyle bir öğretmen olmanın altını çizip, beni bir öğretmen adayı olarak neyin beklediğini perde altından göstermiş oldu.


Öğretmen, sadece öğrencilere gerçekleri öğretmekle kalmamalı, aynı zamanda onları düşünmeye teşvik eden olmalı. Buna göre öğrencilere derinlemesine sorular sorma yeteneği kazandırmalı. Örneğin, bir edebiyat dersinde bir metni analiz ederken, öğrencileri "Neden yazar bu karakteri bu şekilde tasarlamış olabilir?" gibi sorularla düşündürmeli ve ilgisini yakalamaya çalışmalı. Çünkü her öğrencinin bireysel ihtiyaçları farklıdır. Bunu psikolog gibi, öğretmen de bu farklılıkları anlamak için duyarlı olmalıdır. Duygusal zekâya odaklanmalı ve öğrencilere yönelik empati geliştirmeli ve öğrencilerin duygusal ihtiyaçlarına karşılık vermeliyiz. Mesela, bir öğrencinin motivasyon sorunları olduğunu fark eden öğretmen, bireysel bir plan oluşturarak bu öğrenciyi destekleyebilir ya da hiçbirşey yapmayıp hem öğretmen olarak hem de bir insan olarak yeterli olmadığının farkına varıp bunun üzerine kendisini geliştirmelidir. Öğretmen, sınıf içinde bir topluluk oluşturmalı ve öğrenciler arasında işbirliğini teşvik etmelidir. Aynı bir sosyolog gibi, öğrencilere sosyal beceriler kazandırmak için etkileşimli aktiviteler düzenlemeli ama sırf etkinlik amacı ile sürekli etkinlik yapıp ‘Eylem Tiryakisi’ olunmamalıdır. Örneğin, sınıf içinde bir proje yaparken, öğrencilere birlikte çalışma ve fikir alışverişi yapma fırsatları sunabiliriz.

Öğrenme süreci bilimsel temellere dayanır. Öğretmen, güncel bilgilere hakim olmalı ve aynı bir bilim insanı gibi öğrencilere eleştirel düşünme becerilerini kazandırmalıdır. Mesela, bir fen bilgisi dersinde, öğrencilere bir deney yaptırarak ve sonuçları analiz etme fırsatı sunarak bilimsel düşünceyi teşvik edebilir.Bu yapılan çok yönlü yaklaşım, öğrencilere sadece ders içi bilgi aktarmakla kalmaz, aynı zamanda hayatları boyunca işlerine yarayacak düşünme, iletişim, ve çözümleme becerileri kazandırır. Öğretmen, bu rol kombinasyonuyla öğrencilere sadece bilgi değil, aynı zamanda anlam ve değer katma amacını taşır. Bundan dolayı bizler öğretmenlik yapmayı aşıp birer öğretmen olmayız ve sadece bu sayede elimizde ki fırsatlardan birer harikalar yaratıp geleceğe birer zemin hazırlamış oluruz.


Öğretmenlik, yani daha çok bir öğretmen adayı olarak bunun karmaşık ve çok yönlü bir süreç olduğunun kanaatindeyim. Kendime 10 üzerinden 6-7 arası bir puan verebilirim. Bazı belirli güçlü yönlerim olduğunu düşünüyorum ancak yine de geliştirmem gereken alanlar da mevcuttur tabiki de.

Birinci olarak, ders materyallerini açıklama konusunda yeterli olduğumu düşünüyorum. Bu sayede konuları anlaşılır bir şekilde iletip, öğrencilerin temel kavramları anlamasını sağlayabilmek benim için önemli. Ancak, bu noktada daha fazla çeşitlilik sağlayabilmek ve öğrenci merkezli bir yaklaşıma öncelik verebilmek, benim için gelişim alanlarından biri olabilir. Farklı öğrenme tarzlarına uygun öğretim yöntemleri kullanarak sınıf içinde daha fazla etkileşim ve öğrenme fırsatı yaratabilmeliyim. Öğrencilerle etkileşim konusunda daha fazla çaba harcamam gerekiyor. Sınıf içinde daha fazla diyalog ve tartışma oluşturarak öğrencilerin konuları daha derinlemesine anlamalarına yardımcı olmalıyım. Ayrıca, öğrencilerin bireysel ilgi ve güçlü yönlerini tanıma konusunda daha dikkatli olmalı, bu bilgileri ders planlarıma entegre ederek öğrenciler için daha uygun bir ortam sağlamış olabilirim.

Bir diğer önemli nokta ise geri bildirim sağlama becerim. İncelemeleri değerlendirirken, öğrencilere daha yapıcı ve kişiselleştirilmiş geri bildirimler sunarak onların gelişimine daha etkili bir şekilde katkıda bulunabilmeliyim. Öğrencilere güçlü yanlarını vurgulayarak olumlu bir öğrenme atmosferi oluşturmalı, aynı zamanda zayıf noktalarını anlamalarına yardımcı olacak yönlendirmeler sağlamalıyım. Teknolojiyi daha etkili kullanma konusundaki becerilerimi geliştirmem de gerekiyor. Teknolojiyi kullanma ve yeni teknolojilere adapte olma konusunda bir sorunum olmamasına rağmen bu dijital araçları ders içinde daha etkili bir şekilde entegre etmek, yetersiz geldiğim bir alan diye düşünüyorum. Öğrencilere teknolojiyi etkili ve daha yaratıcı kullanabilme ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirme fırsatları sunmalıyım.

GENEL DEĞERLENDİRME

Öğretmenlik, benzersiz bir sanat ve bilim kombinasyonu olarak karşımıza çıkıyor. Bir öğretmen adayı olarak, kendi performansımı değerlendirdiğimde, bir dizi güçlü yanının yanı sıra gelişim alanlarını da fark ettim. Öğrencilere sadece bilgi aktarmak değil, aynı zamanda duygusal bağlar kurma ve güven ortamı oluşturma çabası, benim için öğretmenliğin temelini oluşturuyor. Ancak, bu dengeyi sağlamak ve her öğrenciye önemli olduğunu hissettirmek her zaman kolay değil. Öğrencilerin farklı öğrenme tarzları ve hikayeleri olduğunu kabul etmek, sınıfta var olmanın temeli olduğunun farkına vardım. İzlediğim "The Chorus" filmi, bu çeşitliliği anlamak ve öğrencilere daha etkili bir şekilde ulaşmak için duyarlı olmanın ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Bu sayede, sınıf içinde çeşitli etkileşimli aktiviteler düzenlemek ve öğrenciler arasında işbirliğini teşvik etmenin, öğrencilerin sosyal becerilerini geliştirmede önemli bir rol oynadığını farkettim. Bir öğretmen olarak, derinlemesine sorular sorma becerisinin kritik önemini de kavradım. Öğrencilere neden-sonuç ilişkilerini anlamaları için sorular sormak, onların eleştirel düşünme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olduğu gibi aynı zamanda, öğrencilerin duygusal ihtiyaçlarına duyarlı olunmalı. Bu noktada, bireysel ve sınıfsal planlar oluşturmak ve onlara destek sağlamak, öğretmenin rolünü daha da derinleştirebildiğini kavradım.

Bilimsel düşünceyi teşvik etmek de öğretmenin sorumlulukları arasında önemli bir yer tutar. Güncel bilgilerle donanmak ve öğrencilere eleştirel düşünme becerilerini kazandırmak, onları hayatları boyunca başarıya götürecek temel yeteneklerdir. Ama bunu yaparken herşeyi bir arada tutan dengeyi de unutmamak gerekiyor. Ne de olsa bir tarafa fazla odaklanmak diğer tarafı kaybetmemize yol açar. Herkes birer öğretmen olabilir, sınıfta olabilir ama iyi ve usta bir öğretmen bir adım önde olup, var olmanın önemini kavramıştır ve bununla hareket eder.


Monday, June 5, 2023

Abstract of my thesis

Since the dawn of time, humanity was and will always be social creatures thus affecting our daily lives to vast extents to be able to control how we behave around other humans. Back then when groups of people isolated from each other, this social notion was natural to them. We don't know the exact time frame that people started communicating interculturally and even grasp ideas from each other but we know that in 3500 BC Sumerians started to write, since then cultures started exchanging words.

When communicating with people from different cultures, it is key to be aware of the potential and latent misunderstandings or misdemeanour caused by the use of taboo words. It is also vital to be considerate to the cultural norms and values of the people you are communicating with, and to know how to adjust our language accordingly. In a nutshell taboo words are words or phrases that are regarded as socially unacceptable or offensive in a certain culture or society. In intercultural communication, the use of taboo words can cause significant problems due to the differing cultural norms and values surrounding the use of such language. In some cultures, the use of taboo words may be considered completely unacceptable and may even be illegal to some extent. In other cultures the use of such language may be more accepted, but still considered impolite or inappropriate in certain situations. It is important to be aware of these cultural situations and you need to have utmost respect for the people you are communicating with. Other than causing misdemeanour, use of taboo words in this kind of communication can also lead to confusion. For instance, a word that is considered a taboo in one culture may have a utterly different meaning in another culture. This can lead to confusion of the message conveyed. In conclusion, the use of taboo words in intercultural communication can cause significant misunderstandings that can impede effective communication. Furthermore, being aware of the norms and values surrounding the cultures is vital in order to communicate effectively and respectfully.

Keywords: Taboo, Intercultural, communication, society, social, communicate.


Tuesday, May 30, 2023

Origin of Taboo Words

The term that we know as "taboo words" states the idea that certain words are considered inappropriate for certain contexts, such as around children or in polite company. The use of taboo language is apparently as old as language itself.

"You taught me language," Caliban says in Shakespeare's The Tempest's first act, "and my profit is that I know how to curse." (Shakespeare, 2004). According to some English sources tracing back to the island of Tonga, taboo was explained as 1777 (in Cook's "A Voyage to the Pacific Ocean"), "consecrated, inviolable, forbidden, unclean, or cursed." explained in some English sources as being from Tongan (Polynesian language of the island of Tonga) ta-bu "sacred," from ta "mark" + bu "especially."  (taboo | Etymology, origin and meaning of taboo by etymonline, 20.02.2023)

The presence of taboo language in the English language from such an early period and from such a diverse range of sources demonstrates the importance of taboo language in all languages, even to this day. When Cook first encountered the term "taboo," he thought that it meant something that was banned or unlawful to say or do. The concept of taboo, as it was originally conceived by Cook and others, has been expanded over the years to include all kinds of behaviours that are considered offensive or inappropriate, which are abused utterly through religions of sorts, such as limiting the freedom of women in many ways. This evolution of the concept of taboo in language and culture shows that even today, certain words, phrases, and behaviours are seen as too offensive or inappropriate to be expressed publicly. Furthermore, in some cultures and ages, some words were thought to be magical, so people refrained from uttering them to prevent any possible ill effect they may have on their lives or on the lives of others. Thus, the concept of taboo has changed over time and has been adopted by different cultures in order to serve different purposes.

Let's take a look at some of the most popular dictionary definitions of the word "taboo" today. According to Merriam-Webster, a "taboo" is "a prohibition imposed by social custom or as a protective measure and something that is not acceptable to say, mention, or do: something that is taboo." and Collins's Dictionary explained it as: "If there is a taboo on a subject or activity, it is a social custom to avoid doing that activity or talking about that subject, because people find them embarrassing or offensive." Furthermore, Cambridge Dictionary defines "taboo" as, a subject, word, or action that is avoided for religious or social reasons." As we can see from the citations above, the different sources of dictionaries agree that what is generally taboo relates to. 

Friday, January 14, 2022

Yok oluş

Dakikaların saate dönüştüğü o günde
Düşlerim bir kum gibi gitgide 
Yok oluyordu ellerimde 

Dakikaların güne dönüştüğü o günde 
Sen aklıma geldin kelimelerde 
Yalvarıyordu kalbim nihayetinde 

Dakikaların yok olduğu o günde 
Darmadağın ruhum, 
Yok oluyordu benliğinde 

Dakikaların saate dönüştüğü o günde 
Düşlerim bir kum gibi gitgide 
Yok oluyordu ellerimde 

Dakikaların güne dönüştüğü o günde 
Sen aklıma geldin kelimelerde 
Yalvarıyordu kalbim nihayetinde 

Dakikaların yok olduğu o günde 
Darmadağın ruhum, 
Yok oluyordu benliğinde

Friday, April 7, 2017

Bir sabah

Yıllar önceydi ilk ayrılıktı aileden
Solgun düşüncelerimize renkkattı aniden 
Ayrılığın en güzeliydi sahiden 
Hepimiz için hayaldi gerçek oldu birden 

O da mezundu bu mektepten 
Biliyorduk o da geçmişti bu zorlu yerlerden 
Yürüyorduk hep beraber onun izinden 
Görüyorduk ölmeyi emreden bir subayın gözünden 

Aylarca candostu olduk birbirimize 
Vatan uğruna eğitim yaptık beraberce 
Eğitimde ter dökmeyen savaşta kan döker 
Diyen atamızın sözüyle 

Dört yıl nasıl geçecek diye düşünürken 
Üniforma giymiş bir avuç hain yüzünden. 
Bir sabah kapatıldı ne yapar bu nevherler demeden 
Söndürdüler gözlerindeki ışığı, 
Hiç düşünmeden gönderdiler geleceğin Atatürklerini..





Öğretmenlik üzerine

Öğretmenlik , her gün farklı bir hikaye yazma fırsatı sunan karmaşık bir sanattır desek uydurmuş olmayız çünkü bir insana bir şeyler öğretme...